Sen Değişirsen Dünyan Değişir
Dünyayı algılayışımız, attığımız her adım, olaylara verdiğimiz bütün tepkiler bilinç dışı zihnimizin işidir. Biz davranış ve düşüncelerimizin altındaki paradigmaları değiştirmezsek köklü bir değişim imkansızdır.
Henüz annemizin karnındayken beynimiz, yaşadığımız her olayı ve her duyguyu kaydetmeye başlar. 0-7 yaş arası yaşadığımız her olay bilinçaltımıza kaydolur. Mesela, 1 yaşındayken anneniz size yemek yedirirken içerde telefon çaldı ve o da yemek kaşığını masaya bırakıp telefona cevap vermek için içeri gitti. Bu çok doğal görünen davranış bile o 1 yaşındaki çocuğun zihninde terk edilme korkusu duygusunu yaratabilir. Ve bu duygular bu şekilde kodlandığı zaman, belli durumlarla ilgili inanç kalıplarımız oluşur. 7 ile 15 yaş arasında ise bu kaydolanlar törpülenip şekillenir. Bu şekilde her birimizin kendine ait bir şablonu oluşur. Daha sonra dünya kendini bizim şablonumuza göre konumlar. Yani biz kimsek, neyi düşünüyor, hangi duyguyu yaşıyorsak ona göre insanları ve olayları hayatımıza çekeriz. Düşüncelerimiz duygularımıza, duygularımız davranışlarımıza, davranışlarımız alışkanlıklarımıza, alışkanlıklarımızda karakterimize dönüşür. Yani, aynı Buddha’nın da dediği gibi ‘’Neyi düşünürsek o’yuz, dünyayı düşüncelerimizle yaratırız. O yüzden her zaman olumlu düşünmeliyiz. Tabi bunu uygulamak söylendiği kadar kolay değildir. Şimdi diyeceksiniz ki olumlu düşünmemiz gerektiğini zaten bizde biliyoruz ama nasıl??
Davranışlarımızın yüzde 90’ı bilinçaltımız tarafından şekillenir. Yani bizi bu hayatta batıracakta çıkaracakta olan bilinçaltımızdaki inanç kalıplarımız duygu ve düşüncelerimizdir. Titanic gemisi niye batmıştır? Gemi buzdağının sadece görünür kısmını dikkate alıp ona göre önlemler aldığı için. Buzdağının görünmeyen kısmını öngörememiştir. Halbuki dışardan görünen buzdağının sadece çok küçük bir kısmıdır. Asıl büyük parça, denizin altında görünmeyen yerindedir ve bu öngörülemediği için herkesin yüzde yüz güvendiği asla batmaz dediği Titanic gemisi batmış ve maalesef içindeki 100’lerce kişinin ölümüne sebep olmuştur. İşte bizim de bilincimiz ve bilinçaltımız aynen bir buzdağı gibidir. Görünen kısmın altında içindekini hiç bilmediğimiz ama bizi batırabilecek potansiyeli olan bir bölüm yani bilinç dışı zihnimiz bulunmaktadır.
Geçmişte yaşadığımız iyi kötü bütün olaylara artık onlar geçmişte kaldı diyebilirsiniz. Olaylar fiziksel olarak geçmişte kalmış olabilir ama özellikle kötü olanların bizde yarattığı olumsuz duygu ve düşünceler maalesef hala canlı bir şekilde bizimledir ve sizin şu an ki davranış ve alışkanlıklarımız onların birer sonucudur. Yani bizim su an ki sorunlarımızı oluşturan aslında geçmişte yaşadığımız kötü olaylar yani travmalarımızdır. Korkularımız fobilerimiz başarısızlıklarımız takıntılarımız psikolojik rahatsızlıklarımız fiziksel rahatsızlıklarımız karakterimizin iyi ve kötü yanları.
Bugün bize etkisi olan geçmişte yaşadığımız travmalarımızı bilinçaltımızdan temizlersek, onun olumsuz duygusu ve böylece bizde şu an yarattığı etki de ortadan kaybolur. Bu da bizim dünyaya bakış açımızı, insanları ve olayları algılayış biçimimizi değiştirir. Bu konuda atabileceğimiz ilk adımda kendimizi tanımamız yani farkındalık kazanmamızdır.
Unutma; “Sen Değişirsen Dünyan Değişir”. Farkındalıklarınızın sürekli arttığı bir gün geçirmeniz dileğiyle, Sevgiler…
ilginizi çekebilir : İlişkilerinizde problem yaşıyor musunuz ?
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.